
GEÇTİ SENEMİZ
Meğerse ne güzel geçermiş hayat
Serbestçe dolaşım özgür seyahat
Martın on birinde koptu bir feryat
Başımıza ne işler açtı senemiz
Meğerse ne güzel geçermiş hayat
Serbestçe dolaşım özgür seyahat
Martın on birinde koptu bir feryat
Başımıza ne işler açtı senemiz
Bu çocuklar bir harika
Uzaylarda geziyorlar
Ders ziline iki kala
Defter kitap diziyorlar
Verelim biz tüm gardaşlar baş başa
Edirne’den Kars’a Van’dan Maraş’a
İzzetinle şerefinle bin yaşa
Bu dünyada tükenmeyen bakiyem
Anadolu’m güzel yurdum Türkiye’m
İzzet çok güvenme dünya malına
Hem mıhına vurur hem de nalına
Biri daha binmiş ebed salına
Yürekleri dağlar yoğun bakımda
Bir yanım öğretmenlik, sınıf yönetimi, otorite derken; diğer yanım içimizdeki çocuk, her zaman ders işlenir ama leylekler her zaman tepemizde bu güzelliği sunmaz, diyordu.
(Âşık Feymani’nin “Sevdiğim” İsimli Şiirine Dair…)
Şiir ve şair üzerine söylenecek o kadar şey var ki… Düşündüklerimin özetinin özetini sizlerle paylaştım. Yeterince doğru ifade ettiğim konusunda da emin değilim üstelik. Şiirin manası, şairin karnındadır, demişler. Şüphesiz herkesin kendince çıkaracağı bir anlam vardır.
İyilik ve merhamet üzerine derin tefekkür içeren İyilik Üzerine, Mustafa Kutlu’nun bütün eserleri gibi aslında bizi bize anlatmaktadır. Yukarıda adı geçen dört kahramanın sergüzeştlerini ve birbirleri ile tanışma hikâyelerini, birbirleri için onca yapılan iyilikleri güzel bir örneklik bağlamında sunuyor bize eser.
En nâzenin hâliyle Sumbas’ta batar güneş
Karşıdan ay görünür bakarlar kardeş kardeş
“Eylül çağırıyor beni. Her sene eylüller çağırır zaten. Yine eylül gelir, saçlarımıza eylül düşer.” diye başlıyor öykü. Bir garip duygu sarmalının öyküsü: İçinde Eylül Biriktiren Kadın.
Hoş geldiniz çocuklar. Çiçeklerle geldiniz. Nergisler gibi, kara kışa inat, açtınız rengârenk. Umudu oldunuz özlenen baharların. Dünya sizinle huzur bulacak. Size döndüğü zaman, huzur bulacak. Kardeşlik muştusu, zemininizde yeşerecek.
Telif hakkı © 2021 | MH Themes tarafından WordPress teması