
ölüler gömülür, duygular değil
(aşk risalesi)
I
gece ki
gözlerinden süzülen aydınlıkla belirgin
yıldızlar şafağın resmedilmemiş güzelleri
içimdeki denizin gelgitlerini mütemadiyen
bazen de çekip içinde tutsak
mehpare bakışlarından damlalara su veren
II
saçının her bir teline işlenmiş
huzuru okşarken ellerim
sen neden bu kadar ürkeksin
neden bu kadar derin
aslında bilirim
***
geçmişin kıyısındaki deniz
her gece temizlenmezse
kimi paklar
***
kapkara dakikalara işlenmiş yazı
içinde derin bir yara var
bugün öpülüp usulca sarılmazsa
nasıl dinsin bu özge sızı
III
bahar bir nergisin en beyaz yaprağı
nazenin tüylerine dolanmış
körpe hayallerin bağdaş otağı
***
antik yunan tanrıları kadar sahte
ele vermeyen ama ele geçiren
bozkır çalısı tiynetli duygular
ve ezberleri çarşafa dolayan âsâ
firavuni vehimlere bir Musa yoksa
cennet çağrısı bir yankıdır her seste
IV
gel
kendini öldür, beni de…
ölüler gömülür, duygular değil
toprağa bir bak, azıcık eğil
duygular diyorum, topraksı değil
***
kablelvuku bir Budizimle
kırgınlığını yak
küllerini savuralım
gece temizlenesi bir denize
V
nihayet son şartı teslimiyetin
hesaplar üstü hesabın merhametiyle
sırattan ince, acıdan keskin
bir çekimlik vaveyla
azade değilse yük
sırtında kamburdur hayat
***
ya da gel elindeki bıçağı bırak
kestikçe çoğalan şeytandan
bir besmele kadar uzak
***
affetme ama sırtından at
satırlarını savurup rüzgara
bir şiir kanadında
özgürlüğün tadına bak.
***
sevgi ki
içimden içine kaynayan
aşkın en ağır halidir
07.06.2017 / Karata
Bir yanıt bırakın