
CAN AZERBAYCAN
İnancı bir, ahlâkı bir, özü bir
Gardaşımdır benim Can Azerbaycan
Evveli bir, ahiri bir, sözü bir
Gardaşımdır benim Can Azerbaycan
İnancı bir, ahlâkı bir, özü bir
Gardaşımdır benim Can Azerbaycan
Evveli bir, ahiri bir, sözü bir
Gardaşımdır benim Can Azerbaycan
*Bu yazıda kendi yaşadıklarımı özetledim. Bilinsin ki bu hikâye, genel olarak, öğretmenlerin hikâyesidir.
İzzet çok güvenme dünya malına
Hem mıhına vurur hem de nalına
Biri daha binmiş ebed salına
Yürekleri dağlar yoğun bakımda
Öğretmen, uygarlığın taşıyıcı kolonudur. Geleceğe şekil veren bir meslektir öğretmenlik. Dertleri, tasaları, kaygıları ve korkuları vardır öğretmenin. Kendi için değil, ulusu için, medeniyeti için…
Burası cennet gibi bir yer. Hakiki bir ilgiyi hak ediyor doğrusu. Önümüzdeki yıl salgın süreci biter de tam kapasite çalışırsa memur için bulunmaz nimet. Özellikle yeni müdür Meryem Polat Hanım’ın burayı çok daha kullanışlı hale getireceğine inanıyorum.
Yağmur Beklerken, yazarın önemli eserlerinden biridir şüphesiz. İlk defa 1981 yılında yayımlanan roman, 1929 ekonomik buhranı ve ardından gelen 1930’lu yılların siyasi olaylarını konu edinir. Yağmur Beklerken, Dönemeçte isimli romanın devamı gibi. Açıkçası, Tarık Buğra okumaları yaparken bunun farkında olsaydım, önce bu eseri okumayı tercih ederdim. İki eser pek çok açıdan birbirine benziyor konu, dil ve anlatım bakımından.
Vahit Ağa’nın Atı Ölmez ve Yazarı Dr. Halil Alıcı, ulusal düzeyde pek bilinmeseler de Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Yılmaz Güney’den eksik kalır yanları yok aslında. Bu toprakların feryadını dile getirmede çok daha derin izler bıraktılar bende, diyebilirim.
Sonuç olarak, tedbirli olalım. Temizlik kurallarına dikkat edelim. Gerektiğinde maske de takalım, fiziksel mesafemizi de koruyalım diğer insanlarla ama gönüllerimizi bir olsun. Sosyal birlikteliğimiz, dayanışmamız, kardeşliğimiz hep devam etsin.
Sosyal olmaya devam edelim. Hem de fiziksel mesafemizi koruyarak.
Geçen haftaki “Zorunlu Göç” isimli kitaptan sonra, bir şekilde benzer noktaları olan “Uçurtma Avcı” sını okudum. Garip bir tevafuk oldu diyebilirim. İlkinde, Kafkasya’nın Çarlık Rusya tarafından işgal edilmesi sonucu yaşanan bir dram; ikincisinde Afganistan’ın Sovyet Rusya tarafından işgal edilmesinden sonra yaşanan dramlar…
İzzet’im gözyaşım akar derine
Bin selâm Fatih’e ve askerine
Ulaşsın dünyanın dört bir yerine
Hafızların sesi bal Ayasofya
Telif hakkı © 2021 | MH Themes tarafından WordPress teması